The Fall 2006 Film Yorumları – Düşüş 2006
- 4
- 0
- 0
- 0
- 0
- 0
THE FALL FİLMİ HAKKINDA KÖŞE YAZISI
Film izlemenin, özellikle de gerçekten iyi bir film izlemenin hayatımıza çok şey kattığını düşünenlerdenim. Kimi zaman bizi içsel yolculuklara çıkarıp kendimize ayna tutan, kimi zamanda çevremizi başka gözlerle görmemize, empati yapabilmemize oldukça yardımcı olan filmler duygu ve düşünce dünyamızda izler bırakır. Bu motivasyonla benim dünyamda izler bırakan ve sinema sanatına saygımı arşa çıkaran filmleri sizlerle paylaşmak istedim.
Listemin en başında yer alan, favori filmim The Fall. Sevgili sanatseverler, bu masalsı şaheser ile ilgili sadece filmi açın ve yaklaşık 2 saatlik bir mükemmelliğe dahil olun desem yeterli, ne anlatsam eksik kalacak izleyince göreceksiniz 🙂
Filmin Hikayesi
Filmde umudunu kaybetmiş kahramanımız Roy, küçük Alexandria’ya gerçek hayatı ironik bir şekilde masallar ile anlatıyor. Biz tüm masalı küçük Alexandria’nın hayal dünyasından müthiş bir görsel şölen ile izliyoruz. Alexandria minik bir çiftçi kızı ve çalıştığı çiftlikte portakal toplarken düşüp kaza geçirdiği için hastanede. Roy ise bir dublör ve çekim sırasında bir atla birlikte köprüden düşüyor, sakatlanıyor. Hastanede tedavi gören bu iki insanın arkadaşlığı küçük kızın yazdığı bir notun Roy’a geçmesi ile başlıyor ve Roy’un minik kıza anlattığı masalla devam ediyor. Masalda 6 kahraman var ve ortak amaçları her birine kötülük yapan Vali Odius’tan intikam almak. Maskeli haydut, Köle, karısı vali tarafından kaçırılan Hintli, bomba uzmanı Luigi, doğa bilimci Darwin ve sonradan ağaç kavuğundan çıkan Mistik hikayede sembolik olarak pek çok şey anlatıyor bize. Masumiyet, sevgi, nefret, aşk gibi pek çok kavramın işlendiği filmde, Alexsandria karakterini canlandıran küçük oyuncu Catinca Untaru ise mükemmel bir oyunculuk sergiliyor, film boyunca onunla sevinip onunla hüzünleniyoruz.
Filmde dikkat çekici kahramanlardan biri de Darwin gerçek hayattaki gibi doğa bilimci ancak yanında Wallece adında maymun arkadaşı var. Sürekli Darwin’in torbasında gezen ve can alıcı noktalarda Darwin’e yol gösteren türden bir maymun bu. Wallece aslında kim diye bakınca Alfred Russel Wallace’nın gerçekte Darwin’in evrim teorisi üzerine birlikte çalıştığı Britanyalı doğa bilimci olduğunu görüyoruz, filmde böyle bir gönderme var.
UMUDUN VE UMUTSUZLUĞUN ÇATIŞMASI
Filmde Roy’un yaşadığı sorunlar nedeniyle anlattığı masalı karamsar hale soktuğunu, mutlu son isteyen küçük Alexandria’ın ise bunu değiştirmeye çalıştığını görüyoruz. Roy masal kahramanlarını tek tek öldürürken minik Alexandria’nın bunu kabullenmeyişi, iki karakter çerçevesinde umudun ve umutsuzluğun çatışması çok güzel işlenmiş. Filmde beni çok etkileyen sahnelerden biri, Alexandria’nın kiliseden aldığı kutsal ekmeği Roy ile paylaşması ve devamında Roy’un Alexandria’ya onu kurtarmaya mı çalıştığını sormasıydı. Alexandria ise soruyu anlamasa da sonunda masumiyeti ile Roy’u bir şekilde kurtaracaktı…
Filmin çekimleri tam 4 sene sürmüş, 18 ülke ve 26 farklı mekanda çekimler olmuş ve bunların arasında Ayasofya’da yer almakta. Filmin geçtiği mekanları bu linkten öğrenebilirsiniz.
Filmde kullanılan kostüm ve dekorlardan bahsetmemek olmaz. Kostüm tasarımları ve çekim yerlerinin uyumu çok başarılıydı. Her bir karesi tablo gibi olan filmimiz, başka bir dünyada mı çekildi hissi yarattı bende. Ayrıca kültürel, dinsel öğelerinin zenginliğine ve bu birlikteliğin yarattığı armoniye hayran kaldım.
Özetle; bu başyapıt, düşüşün çıkışa dönüşebileceğini ve sona yaklaşırken başa dönme çabasını veren bir insanın yaşadıklarını çok güzel anlatıyor. Filmdeki ana mesaj ise her bir düşüşün içinde kurtuluşu da barındırdığını göstermek ve saf sevginin gücünü fark ettirmek… Herkese şimdiden iyi seyirler dilerim..