Viyana’da Yapılacaklar Listesi – Bir Aşk Hikayesi
- 4
- 1
- 0
- 0
- 0
- 0
Viyana sanatın ve müziğin başkenti denebilecek, insanı pek çok açıdan tatmin eden bir şehir. Öncelikle şehrin estetiğine, mimarisine, havasına hayran oldum, sonrasında kahvelerine, tatlılarına ve cafelerinin ambiyansına kapıldım gittim.. Keşke bu şehirde yaşasaydım, Viyanalılar ne şanslı! diyerek gezdiğim şehirde bir zerafet bir şıklık var. Mutlaka herkesin görmesini istediğim Viyana’da 3 gün kaldım ve bu yazıda seyahatimin detaylarını sizlerle paylaşacağım.
Sanata ilginiz ve bilginiz varsa Viyana’da müze ve sergi gezmek, klasik müzik konserine gitmek sizin için en doğru tercih olacaktır. Ayrıca benim gibi dinginlikten, sakinlikten ve puslu havalardan hoşlanıyorsanız şehirde öylece yürümekte çok hoşunuza gidecek. Yürürken bazen terk edilmiş diyebileceğiniz sokaklar göreceksiniz bu size minik bir buhran verecek, bazen de yemyeşil cıvıl cıvıl parkları geçeceksiniz.
VİYANA’DA GİDİLECEK YERLER
ALBERTİNA MÜZESİ
Şehir tam bir müze cenneti ve hepsini ziyaret edebilmek için çok uzun zaman burada kalmak gerekiyor ancak bence en dikkat çekici olan, Monet ve Picasso gibi değerli sanatçıların pek çok eserinin sergilendiği Albertina Müzesi. Merkezde yer alan ve ulaşımın oldukça kolay olduğu Albertina Müzesi’ne giriş ücreti yetişkinler için 17 euro. (2022 yılı için)
Albertina müzesi bir kaç kattan oluşuyor ve her bir katta farklı sergiler mevcut. Müzede dönemsel sergiler ve kalıcı sergiler var. Bu sergilerin detaylarını müzenin resmi web sayfasında görebilirsiniz. Müzede Claude Monet, Pablo Picasso, Paul Cezanne, Henri Matisse gibi daha ismini sayamadığım pek çok ünlü sanatçının tablolarını yakından inceleyebilirsiniz. Hayatımdaki en güzel anlardan diyebileceğim bir kaç saati burada geçirdim. Özellikle İzlenimcilik (Empresyonizm) akımına öncülük eden Claude Monet’e merakınız var ise doğanın, ışığın etkin bir biçimde kullanıldığı Monet tablolarını mutlaka görmelisiniz. Bu tablolar üzerimde meditasyon etkisi yarattı diyebilirim, bence gördükten sonra aynı kişi olmuyorsunuz 🙂 Beni oldukça etkileyen bir resssam da Franz Sedlacek oldu. Tablolarının önünden uzun süre ayrılamadığım bu ressamı araştırdığımda ise savaşta kaybolduğunu öğrenmek üzücüydü. Müzedeki gezimin son kısmı ise Picasso tabloları ile bitiyor. Dünyaca ünlü kübist ressam Pablo Picasso’nun çok fazla eseri olduğunu biliyoruz, bu eserlerden bir kısmını görmek oldukça heyecan vericiydi, tabloların önünde durup ben ”bu resme baktığımda ne görüyorum?” diye sordum durdum, bu keyfi yaşamanızı diliyorum. Özetle, hiç çıkmak istemediğim, müzelere bakış açımı değiştiren Albertina Müzesine mutlaka gidin!
BELVEDERE SARAYI
Savoy Prensi Eugene’nin yazlık saray olan yaptırdığı bu görkemli yapı şuan müze olarak kullanılmakta ve içerisinde Klimt, Oskar Kokoschka ve Egon Schiele’nin resimlerinin sergilendiği bir koleksiyon mevcut. Belvedere Sarayının Yukarı ve Aşağı Belvedere olmak üzere iki bölümü var. Biz dünyaca ünlü ressam Gustav Klimt tabloların yer aldığı, özellikle The Kiss tablosunun bulunduğu kısma bilet aldık, saray oldukça geniş olduğundan biletinizi gezmek istediğiniz bölümle sınırlı olarak alabilirsiniz buna göre bilet fiyatları değişiyor.
Sanat tarihinde oldukça önemli bir isim olan Gustav Klimt, yaşadığı dönemde resimleri fazla erotik olmakla eleştirilse de sanat tarihinde Art Nouveau’nun gelişiminde çok önemli bir yere sahiptir. Eserlerinde kadın bedenine, aşka, erotizme odaklanan modern sanat açısından pek çok sanatçıya ilham olmuş özgür ve cesur ressam Klimt’in eserlerini mutlaka gidip görmelisiniz, ayrıca meşhur Kiss tablosuna dair bilgilendirici bir videoyu sizler için buraya ekliyorum.
MUSİKVEREİN
Wolfgang Amadeus Mozart’ın doğduğu topraklarda yapılabilecek en güzel etkinliklerden biri de klasik müzik konsere gitmek. Viyana filarmoni orkestrası’nın evi denebilecek Musikverein’in şahane bir atmosferi var. Konsere gelen insanlarda oldukça şık ve özenli. Viyana’nın her köşesinde ve özellikle burada sanata verilen değeri sonuna kadar hissediyorsunuz. Musikverein’in konser programı ve biletleri için ise linkini kullanabilirsiniz. Bileti bir kaç gün önceden internet sitesinden almanızı tavsiye ederiz, böylece keyifli bir konseri garantilemiş olursunuz.
VİYANA KAFELERİ
Kahve içmeyi sevin yahut sevmeyin kahveyi de sanata dönüştüren bu şehirde, belki de dünyadaki en tatminkar kahve deneyimini yaşayacaksınız. Viyana’da kahve sıradan bir içeçek değil, kocaman bir kültürü içinde barındırıyor. Avusturyalıların kahve ile tanışma öyküsü ise çok ilginç. Viyanalılar Osmanlı kuşatması sırasında kahve ile tanışıyor ve kuşatma bittikten sonra Osmanlılardan geriye kalan çuvalların içerisindeki kahve çekirdeklerini görünce ne olduğunu bile anlamıyorlar. Şimdi ise Viyana kahve kültürü, UNESCO tarafından Dünya Kültür Mirası olarak kabul edilmiş durumda. Denediğinizde eminim ki daha önce içtiğiniz kahveleri sorgulayacaksınız ve artık kahve de bu lezzeti arayacaksınız. Açıkçası ben nerede kahve içsem Viyana’daki kahve lezzetini düşünüyorum ve hemen Viyana’ya gitmek istiyorum:)
Viyana’nın En Güzel Kafesi : DEMEL
Avrupanın en eski pastanelerinden biri olan Demel, geçmişte imparatorluğun pastacısı olarak da biliniyor. Atmosferine, kahvelerine, pasta ve keklerine bayıldığım bu kafeye girmek için öncelikle kuyruk beklemeyi göze alın. Kuyruk biraz yavaş ilerlese de içeri girmekten vazgeçmemelisiniz. Çünkü değdiğini göreceksiniz. Demel Pastanesinde kahve olarak Melange kahvesi ve Cappuccino denedik. Tatlı olarak kruvasan ile başlayıp, Apfelstrudel, Sachertorte, Kaiserschmarrn tatlılarını denedik. Sachertorte bana yoğun gelse de çikolata severler için güzel bir tercih. Diğer tatlılar ise doyamadığım çok başarılı ürünlerdi. Özelllikle Kaiserschmarrn çok iyiydi. Umarım dener ve sizde seversiniz.
İçtiğim En İyi Cappuccino : CAFE PRÜCKEL
1950’lerde hizmet vermeye başlamış gerçekten tarih kokan bir başka kafe de Cafe Prückel. Burası tasarımı, mimarisi, iç düzeni ile tam bir Viyanalı kafe. Daha az turistik olan, şehir sakinlerinin tercih ettiği bu cafede haftanın belli günleri piyano dinletileri ve edebi toplantılar gibi aktiviteler oluyormuş. İçtiğimiz en iyi cappuccino burada dedik ama Viyana’da her gittiğimiz yerde kahve konusunda çok üst düzey bir lezzetle karşılaştık. Gidip karşılaştırma yapmak en güzel şey. Sabah saatlerinde gittiğimiz bu kafede güzel bir kahvaltı yaptık. Aldığım ürünün ismini hatırlayamadığım için görselini buraya ekliyorum, bence çok başarılıydı.
Canlı Piyona Dinletisi Eşliğinde Kahve : CAFE CENTRAL
Viyana’da entelektüellerinin toplanma adresi olarak geçen, Freud, Zweig gibi pek cok ünlünün bir zamanlar müdavimi olduğu tarihi bir kafedeyiz. Kafe 1876 yılında açılmış. Kafenin oldukça geniş bir menüsü var. Hem klasik bir kahve tatlı yapabileceğiniz hem de gün içinde farklı öğünlerde yemek yiyebileceğiniz bir yer. Melange adlı kahvesi ve apfelstrudel (elmalı turta) ile meşhur olduğundan denedik. Açıkçası kahve ve tatlısı diğer gitttiğim kafelere kıyasla çok etkileyici değildi ama canlı piyano dinletileri ve içerdeki şahane mimari için kesinlikle uğramalısınız diyebilirim.
Viyada’da En İyi Dondurma : EİS GREİSSLER
Viyana’nın en iyi dondurmacısını arıyorsanız biz bulduk. Organik sütlerle yapılan, çok çeşit bulabilceğiniz, vegan dondurma seçenekleri de olan süper bir dondurmacı. Mutlaka uğrayın deneyin, fiyatları da uygun.
VİYANA’DA YEMEK
Şnitzel İçin Bir Klasik : FİGLMÜLLER
Viyana’da şinitzel diyince akla ilk gelen Figlmüeller 1905 yılında kurulmuş, oldukça eski ve otantik bir restoran. Figlmüller’de yer bulmak ve bir masaya oturmak için kapısının önünde uzun süre bekleyebilirsiniz. Biz yaklaşık 40 dk bekledik. Ama siz bu bekleyen kalabalıktan biri olmak istemiyorsanız internetten rezervasyon yaptırarak gitmelisiniz. Restoranda şnitzel olarak domuz ve tavuk şinitzel servis edilmekte biz tavuk denedik zaten domuz bitmişti. Lezzeti için diyebileceğim şey şu, bence baş döndürücü bir lezzete sahip değildi. Porsiyon çok büyük ve aşırı doyurucuydu ama bu şnitzel bir efsane diyemedim. Bence asıl mevzu patates salatasıydı, kesinlikle deneyin, çok başarılıydı. Ayrıca yeşil salata da söyledik onu da sevdik.
Sağlıklı Bir Seçenek, En Tatlı Patatesler : VEGGİEZ
Eğer vegan yiyecek için bir restoran arıyorsanız burayı tavsiye ederiz. Menü de çeşit çeşit yemekler var, sağlıklı bir öğün yapmak için ideal. Ben özellikle kendi yapımları olan ve kocaman bir kavanozda sunulan içeçeklerini ve tatlı patates kızartmasını çok beğendim. Vejeteryan olmasanız da güzel bir yemek yemek için uğrayabilirsiniz.
Dünyanın En İyi Gofreti : MANNER GOFRET
Viyana’da milli bir değer gibi sahip çıkılan her yerde bulabileceğiniz bir gofret Manner. Biz kendi mağazasından satın aldık, çok fazla çeşidin olduğu bu gofretin hindistan cevizli olanına özellikle bayıldık. Asıl orjinal hali fındık ezmeli olan da çok iyiydi.Bence gofretin de zirvesi burada. Mutlaka deneyin ve gitmeden bolca satın alın.
Mozart Anısı : MOZARTKUGEL
Üstünde Mozart’in resmi olan ve şehrin her yerinde görebileceğiniz Mozartkugeln çikolatalardan bahsetmeden olmaz. Ortasında badem ezmesi olan bu yuvarlak çikolatadan bir kutu alıp deneyebilirsiniz. Açıkçası bir Belçika çikolatası değil ama gelmişken tadın deriz.
Bir gezi yazısının daha sonuna geldik. Bu yazıyı yazarken Viyana’nın kalbimde çok farklı bir yer edindiğini ve özlediğimi fark ettim. Adım başı tarihi bina ,müzeler, kafelere rastladığım, sanatın şehri Viyana’ya kendimi ait hissettim. Umarım isteyen herkes Viyana’nın güzelliklerini yaşar. Herkese Sevgiler..
DAHA FAZLA YURTDIŞI YAZILARI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
KÖŞE YAZARI: AYŞE 🌿